10 Ağustos 2009 Pazartesi

Kardeşlerim!

Her blokun bir giriş yazısı vardır ya.. beni çok etkileyen bir insanın sözleriyle başlamak istiyorum. Çünkü şu anda bu sözler yaşamda yapmak istediklerimi çok daha anlamlı kılıyor.

O zamana kadar hiç tanımadığım Hrant Dink'in ölümünden sonra eşi Rakel üzüntüden zor ama çok zor konuşurken söyledikleri belki de bana hayatımın en önemli dersini verdi... beni çok derinden etkiledi.

"Yaşı kaç olursa olsun; 17 veya 27, katil kim olursa olsun, bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum. Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiç bir şey yapılamaz kardeşlerim!"

Aslında bu sözleri kayıttan dinlemek gerekiyor. Sesinin titremesi, vurgular hala kulaklarımdan gitmiyor.

Bu karanlığı sorgulamayı herkes ister ama bunun için zamanımız mı yok? Bu karanlığı sorgulamayı herşeyden çok önemsiyorsak o zaman kendi başımıza hiç birşey yapamayacağımızı mı düşünüyoruz? Nasıl oluyorda çevremizde bu kadar çirkinliğin var olmasına izin veriyoruz.

Bazen onlar ve bizler diye ayırımlar yapıyoruz. Aslında şöyle bir derinlemesine düşününce onlarda gördüğüm olumsuzluklar bizim boş bıraktığımız alanlardan oluşmuyor mu...

İyiden, doğrudan, güzelden yana yeterince ağırlığımızı koymadığımızda; şükretmelerimiz, övgülerimiz, desteklerimiz eksik kaldığında aslında bizler tonlarca olumsuzluğu davet etmiş oluyoruz. Bizler taraf olamadığımızı düşündüğümüz zamanlarda bile taraf olmuş oluyoruz. Bizim sevgimizi, deneyimimizi, bilgimizi, ağırlığımızı koymadığımız alanları başkaları doldurmuş ve bizim adımıza karar vermiş oluyorlar.

Ateş düştüğü yeri yakar derler. Bizler ise çevremizde olan olumsuzlukları sanki bize hiç dokunmazmış gibi yada bize olan olmuş diyerek bazen ciddi olayları görmemezlikten geliyor ya da hafife alıyoruz. Ama sanırım hepimiz bu olup bitenlerden sorumluyuz.

Özellikle iklim değişikliği gibi dünyanın herbir noktasını etkliyecek konuları bir an önce el ele verip, bütünsel çözümlere ulaşmak için çalışmalarımızı çok daha yoğunlaştırmamız gerekiyor. El ele tutaşarak, dayanışarak sivil toplumu bir an önce güçlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum hep beraber.

En ciddi konumuzun eğitim olduğunu düşünerek... en büyük aktivitemizin uyanmak ve uyandırmak olduğunu düşünerek... en değerli misyonumuzun gelecek kuşakları düşünen, sorugulayan, akılcı, sağduyulu, kendine güveni olacak şekilde yetiştirmek olduğunu düşünerek, en büyük kutlamamızın çevremizdekilerin en az bizim kadar etkin olmaya başladığını görerek...

ancak Rakel'in söz ettiği karanlıkla baş edebileceğimizi sanıyorum.

Akdenizin kekik kokan büyülü rüzgarlari sizinle olsun...

Erol B. Scott, erolbenjamin@yahoo.com