13 Ağustos 2009 Perşembe

Dayanışma

Sağlıklı toplumlarda olması gereken bir takım faktörleri toplumlarda suni gerginlikler yaratarak etkisiz hale getirmek alışagelmiş bir yöntemdir.

Ancak buna sağ duyunun etkin bir şekilde tepki vererek işkencelerle, psikolojik yıpratmayla vb benzer yöntemlerle kişileri , oluşumları, değerleri yıpratmaya çalışanları durdurmamız gerekmektedir.

Sivil toplum ancak adaletin, huzurun, yaratıcılığın, özgürlüğün var olduğu ortamlarda gelişebilir. Belki de bu yüzden toplumda bir pıstırma harekatı düzenleyerek toplumumuzu pasifleştirmeye çalışmaktadırlar.
Bu durumlarda verilecek tepki benim için ikiye ayrılmaktadır. Hukuk devletine uygun düşmeyen uygulamaları bir platform oluşturarak tepki göstermek. İkincisi de her birey ve oluşum bu konuda kişisel duruşlarını yaratabilecekleri ortamlar yaratması ve tepkilerini çeşitli yöntemlerle dile getirmeleridir. İstenmeyen bu harekatın muhatapları, bu şekilde var olunamayacağını onlara göstermelidir.
Oynan oyun açıktır. Toplumun yaralarını kullanarak, birtakım insanları yanlarına alarak doğru bir hedefe giderken kendi emellerini gerçekleştirmek için süreçleri kullanmaktadırlar.
Örnek olarak gösterebileceğimiz Türkan Saylan ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne düzenlenen bu son psikolojik operasyon hukuk açısından bir fiyasko olmasının dışında verdiği toplumsal zararın ölçülebilmesi ise çok zordur. Bu uygulamaların geçmişte sıkça yapıla gelmiş olması bu operasyonu meşru kılmanın çok ötesinde, dur denmesi zamanının geldiğini açıkça göstermektedir.
Çevremdeki herkesin “adalet” gibi çok temel bir konuya ne kadar az sahip çıktığına üzülerek şahit olmaktayım. Örgütlü bir toplum olmanın en temel şartlarından birinin dayanışma kültürümüzü ayakta tutmak olduğunu düşünüyor ve birbirimize / oluşumlara çok daha özenli ve destekleyici olmamız gerektiğine inanıyorum.

Erol B. Scott, erolbenjamin@yahoo.com